20 Ağustos'ta İzmir Körfezi'ndeki Bayraklı ve Karşıyaka plajlarında yosun çoğalması ve balık ölümlerinin görülmesinin ardından kötü koku sorunu ortaya çıktı. Kötü kokuların ve yosun çoğalmasının devam ettiği körfezde balık ölümleri artmaya devam ediyor. En son Karşıyaka ilçesinin Aksoy mahallesi ve Bayraklı sahilinde balık ölümleri yoğun olarak gözlendi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 5 Eylül'de bölgede yaptığı incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, deniz atıksularından gelen amonyak miktarının olması gerekenden 50 kat daha fazla olduğunu, bunun da evsel su ve sanayi sularının kirlenmesi anlamına geldiğini açıkladı. atıklar arıtılmadan suya karışıyor. Bakan Kurum, bu durumun koku sorununu da beraberinde getirdiğini ve hem deniz canlılarının hem de insan sağlığının tehdit edildiğini söyledi.
İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'ndeki mevcut genel tablonun, balıkların öldüğü 20 Ağustos'taki ile aynı olduğunu söyledi. ilk kez yaşandı.
Bölgede oksijenin hâlâ çok düşük olduğunu vurgulayan Prof. eksiklik, özellikle yaz sonu ve sonbahar başında:
“Geçmiş yıllarda küçük çapta zararlı ve renkli alg çoğalmaları yaşanmıştı ama balık ölümlerine neden olmamıştı. Orada edindiğim tecrübeyle bunun 2 ay sürecek bir süreç olduğunu söyleyebilirim ve göreceğiz. Eylül ayında suların soğumasını ve sistemin yeniden dengeye gelmesini beklememiz gerekecek. Ne yazık ki önceki yıllarda da böyle oldu ama bu yıl çok daha ciddi bir durum olduğunu gördük.
Kurutma akışlarına vurgu
prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, İzmir Körfezi'nin yapısının haliç olduğunu, bu sistemlerde derelerdeki suyun akıntı nedeniyle buraya ulaşmaması nedeniyle nehrin üst akıntı, deniz suyunun ise alt akıntı olarak geldiğini ifade etti. kuruduğunda haliç kaybolur ve bir iç körfeze dönüşür ve rüzgarla dışarıdan çok az su gelebilir. Dinamiklerin suyun etkisi altında çalışmaya çalıştığını anlattı.
Su yollarının durumuna dikkat çeken Beşiktepe, şunları kaydetti: “En büyük sorun su yollarının kuru olması. İzmir İç Körfezi'ne 20'den fazla su yolu akıyor ve bunlardan su akmıyor. Kışın yağışlı bir dönem geçirirsek bu Normal işleyişine kavuşturabilir ve sistemi kurtarabiliriz. Ancak fazla yağış almazsak ve “Bu akıntılar aktif hale gelmezse kış, sonbahar ve gelecek yıl bu sorunu yaşayacağız” dedi.
Körfezde çevresel stres yaratabilecek pek çok faktörün bulunduğunu vurgulayan Beşiktepe, bu faktörler arasında insan nüfusunun artması, tekne sayısı ve denize yapılan boşaltımları gösterdi.
“Körfez balığı yiyenlerde ciddi sorunlara yol açabilir.”
Balığın ölüm nedeninin çok iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Beşiktepe, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un İzmir Körfezi'ne ilişkin açıklamalarının önemli bulgular içerdiğini söyledi.
Beşiktepe şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sayın Bakanımız konuşmasında amonyak miktarının 50 kat daha fazla olduğunu ifade etti. Bu önemli bir bulgu çünkü amonyak fazla olduğunda özellikle büyük (yetişkin) balıklarda zehirleyici etki yapabiliyor. Buradaki diğer faktörler oksijenin biraz az olması, balıkların bu ortamda bulunma ihtimalinin daha yüksek olması.” Çok fazla nefes aldığı için yani ortamdan daha fazla toksik madde emdiği için ölebilir. Bu balıkların ölümünün “oksijen açlığı”ndan çok farklı bir olay olduğunu anlamalıyız. Balıklar da çok zehirli bir yapıya sahip olabiliyor ve bu da Körfez balığı yiyenlerde ciddi sorunlara yol açabiliyor, toksik bir etkisinden bahsediyoruz. Oksijen eksikliğine sebep olan şey balığı öldürmüş olabilir, ancak balık oksijen eksikliğinden ölmemiş olabilir. Hangi önlemlerin alınacağını belirleyebilmemiz için bunun ciddi şekilde incelenmesi ve açıklanması gerekiyor.”