Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İstanbul Altınbaş Üniversitesinin bilimsel niteliği olan açılış törenine katıldı. Düzenlenen törende Ersin Tatar’a ek olarak internasyonal ilişkiler alanında fahri doktora unvanı da verildi. Törene Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Altınbaş, Mehmet Altınbaş Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Vakkas Altınbaş, Altınbaş Tüm ortaklık Yönetim Kurulu Üyesi İmam Altınbaş, Rektör Prof. Dr. Davet Erhan, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
“KIBRIS HALKI DİYE BİR ŞEY YOKTUR, KIBRIS TÜRK HALKI VE RUM HALKI VARDIR”
Bilimsel niteliği olan açılışın “ilk dersi” ise Cumhurbaşkanı Tatar tarafınca verildi. Kıbrıs zamanı ile ilgili mühim bilgilendirmelerde bulunan Tatar ek olarak gündeme dair de değerlendirmelerde bulunmuş oldu. Tatar yapmış olduğu konuşmada Kıbrıs üstünde bir oyun oynandığını ve buna izin vermeyeceklerini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Kıbrıs’ımızda oynanan oldukça büyük bir oyun vardır. Güya Kıbrıs’ta Kıbrıslılık vardır. Güya bir millet unsuru vardır. O şekilde bir şey yoktur. Kıbrıs milleti diye bir unsur ve millet yoktur. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır, Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs Rum halkı. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkı varlığını sürdürecekse o alanın şartlarında kesinlikle tarihten gelen bağlarımız, internasyonal anlaşmalardan gelen hakkımız ve hukukumuz, bir tüm olarak korunmak durumundadır. Onun için Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye Cumhuriyeti menfaatleri, çıkarları ve o bölgedeki hakkımızın hukukumuzun korunmasında biz beraber hareket etmek durumundayız. Onun için biz hep Kıbrıs’ta deriz ki, ‘Kıbrıs ortaklaşa bir davadır.’ Yalnız Kıbrıs Türklerinin değil bununla birlikte Türkiye Cumhuriyetinin de ulusal bir davasıdır. O yüzden Kıbrıs meselesi ulusal bir davadır, Türklük davasıdır ve oradaki bizlerin örf, tane, anane, kültür benzer biçimde her türlü maneviyatı ile ve doğal olarak ki Türk milletinin kopmaz bir parçası olarak varlığımızı sürdürmek için Türkiye’nin desteği şarttır ve vazgeçilmezdir.”
“KIBRIS’I HELEN ADASI YAPIP TÜRK ASKERİNİ ÇIKARMAK İSTİYORLAR”
Kıbrıs’ın uzun solukta Helen Adası yapmak istediklerini ve Türk askerinin adadan çıkarılmak istendiğini de aktaran Tatar, “Cumhurbaşkanı olduktan sonrasında artık yeni bir dönem adım atmıştır, federasyon meselesi geride kalmıştır, fırsatlar tüketilmiştir ve tepilmiştir, bizlerin iyi niyetine karşın Annan planı da dahil olmak suretiyle hepimiz hep iyi niyetimizi ortaya koyduk, fazlasıyla ödün vermeye hazır olduklarını ifade etmelerine karşın karşı taraf reddetmiştir. Şundan dolayı karşı tarafın oyunu Avrupa Birliği kuralları içinde Yunanistan’ın da desteğiyle Kıbrıs’ı uzun solukta bir Helen adası yapmaktır. Bunu hala daha söylüyorlar. Onların açıklamasına bakılırsa, Kıbrıs bir Helen adasıdır. Kıbrıs kuzeyinden güneyine federal bir çerçevede Avrupa Birliğine üye olacak ve sonrasında da sıfır asker diyerek Türkiye Cumhuriyeti askerinin çekilmesini istiyorlar. TC’nin garantörlüğünün modası geçmiş olduğu için AB mekanizmaları güvenliği sağlayacak, Türk askeri çekilecek diye düşünüyorlar. O da işte Kıbrıs’taki Türklerin sonunun başlangıcı olur. Ek olarak böylelikle Türkiye’yi de Doğu Akdeniz’deki tüm bu zenginliklerden, hakkımızdan ve hukukumuzdan dışlamış olurlar. Bu yüzden hepimiz için bu şekilde bir politika asla kabul edilmemelidir, edilmeyecektir. Şundan dolayı yeni siyaseti Türkiye Cumhuriyeti de tamamıyla desteklemektedir” dedi.
“KİMSE KIBRISLI TÜRKLERİ RUMLARIN CUMHURİYETİNE YAMA YAPACAĞIZ DİYEN SİYASETİ KABUL ETMEZ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da KKTC’yi her alanda desteklediği için teşekkürlerini ileten Tatar açıklamalarını şu şekilde sonlandırdı;
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’a daima yanımızda olduğundan, 1 ay kadar ilkin New York’ta yapmış olduğu zamanı konuşma ile Kıbrıs’ta eğer bir antak kalma olacaksa kesinlikle Kıbrıslı Türklerin egemen eşitliği, ulusal statü haklarının korunması icap ettiğini, Kıbrıslı Türklere yönelik hala daha uygulanmakta olan yalıtım, engellemeler ve ambargoların bir zülüm durumunda bulunduğunu ve KKTC’nin artık tanınma zamanı gelmiştir söylediği için teşekkür ederiz. Ne süre tanınma olur, yavaş yavaş tanınma olur. Şundan dolayı KKTC gerçeği hakikattir. Kimse artık 60 yıl sonrasında saati geriye sarıp KKTC’yi ortadan kaldıracağız, başka bir model yaşatıp, Kıbrıslı Türkleri Rumların Cumhuriyetine yama yapacağız diyen siyaseti kabul etmez. Bizim yolumuz egemenlik yoludur, devlet yoludur. Türkiye ile aramızdaki bağları koparmaya kimsenin gücü artık yetmez. Yeni siyasetimiz, egemen eşitlik, devletten devlete ortaklaşa iş, TC’nin garantörlüğünde bu bölgedeki varlığımızı sürdürmektir. Ek olarak mavi vatan denizlerde hidrokarbon enerji zenginliklerinin paylaşımında hakkımızı, hukukumuzu hakkaniyet ölçüsüyle koruyabilmek ve hava sahasında İHA’larla, SİHA’larla göklerdeki hakimiyetimizin korunmasıdır. Bu anlamda olağanüstü mühim ulusal bir siyasettir.”
“DÜNYA SIRALAMASINDA İLK 50’DE OLAN TEK ÜNİVERSİTE”
Rektör Prof. Dr. Davet Erhan ise açılış konuşmasında gelecek yıl üniversitenin 15. yılı olduğuna değinerek bu süreç süresince üniversitenin kat etmiş olduğu başarıları da katılımcılarla paylaştı. “Artık müessese, emekleme ve çocukluk sürecini geride bıraktık, gençlik sürecini yaşıyoruz” diyen Prof. Dr. Davet Erhan, dijitalleşme, kaliteli akreditasyon ve uluslararasılaşma mevzusunda mühim adımlar attıklarını ve atmaya devam edeceklerini söylemiş oldu. Times Higher Education (THE)’ın yapmış olduğu internasyonal talebe yoğunluğu sıralamasında da bu yıl 68. basit 47’ye yükselerek ilk 50’ye giren tek Türk üniversitesi olduklarının da altını çizdi.
“ÜNİVERSİTELER SADECE BİLGİ MERKEZİ DEĞİLDİR”
Mütevelli Kurul Başkanı Ali Altınbaş ise yapmış olduğu konuşmada üniversitelerin bir tek informasyon merkezi olmadığına değinerek, “Tüm dünyadan bu kadar insanoğlunun bu çatı altında eğitim görmesi, bizim Türk öğrencilerimiz için de oldukça mühim fırsat. Şundan dolayı bir üniversite bir tek informasyon üretmez. Network sahibi yapması gerekiyor. Bunun için elimizden geldiğince öğrencilerimize kazanımlar edindirmeye çaba ediyoruz” dedi.
Merasim konuşmaların arkasından, başarıya ulaşmış olan öğrencilere ve üstün performans gösteren akademisyenlere takdim edilen ödüllerle son buldu.
Yoruma kapalı.