Erdoğan: Rusya’nın önerdiği gaz dağıtım merkezi için Trakya en önemli yer olarak görülüyor

Güncelleme 35 dakika ilkin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “Türkiye’de büyük bir gaz ikmal merkezi kurabiliriz” sözlerini ve Putin’le Kazakistan’da yapmış olduğu görüşmeyi değerlendirdi. Türkiye ve Rusya’da ilgili kurumlara ortaklaşa bir emek verme başlatmaları yolunda yönerge verdiklerini açıklayan Erdoğan, “En uygun yer neresiyse bu dağıtım merkezini orada inşallah kurmuş olacağız. Bu şekilde bir dağıtım merkezi için, bu iş için doğal ki Trakya en mühim yer olarak görülüyor” dedi.

Asya’da İşbirliği ve Itimat Artırıcı Önlemler Konferansı Zirvesi için gittiği Kazakistan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Türkiye’nin ulusal bir gaz dağıtım merkezinin bulunduğunu, Rusya’nın önerisinin hayata geçmesiyle Türkiye’de internasyonal bir dağıtım merkezinin kurulacağını söylemiş oldu.

Erdoğan, “Bu mevzuyla ilgili Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığımız ile Rusya tarafı emek vermeyi yapmış olup bizlere sunacaklar ve ondan sonrasında da adımı atmış olacağız. Burada bekleme diye bir şey yok” ifadelerini kullandı.

Putin, Kazakistan’ın başkenti Astana’da Erdoğan’la görüşmesi sonrası, “Gaz tedarikinde Türkiye en güvenli güzergâh haline geldi. Avrupa’dan oldukca daha güvenli bir güzergâh haline geldi. Türkiye’de büyük bir ikmal merkezi kurabiliriz” demişti.

Rusya lideri, görüşmeden bigün ilkin yapmış olduğu açıklamada da, Avrupa’ya gaz aktarımında kullanılan Şimal Akım 1 Boru Hattı’nın dönem dışı kaldığını , bunun yerine Avrupa’ya Türkiye üstünden gaz aktarabileceklerini söylemişti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise bugün yapmış olduğu açıklamada, gaz dağıtım merkeziyle ilgili olarak kamuoyuna aşama aşama informasyon verileceğini söylemiş oldu.

Avrupa’nın enerji krizinin hafifletilmesinden yana olduklarını belirten Çavuşoğlu şu şekilde devam etti:

“Gaz fiyatlarının belirlenmesi için merkez olmak hüviyetini kazandık. Arz talep meselesi. Avrupa ve Batı Avrupa ülkeleri bu şekilde bir projeden ne kadar gaz almaya hazır beraberce çalışmak lazım. Aşama aşama bilgiler verilir.”

Öte taraftan, Kazakistan dönüşü uçakta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna içinde sulh görüşmelerinin başlamasında rol oynayıp oynayamayabileceği de soruldu.

Erdoğan, “Türkiye’nin arabuluculuğu hususunda Rusya’nın da öteki bazı ülkelerin de Türkiye’ye olan güvenleri aynen devam ediyor” dedi, bunun kendilerini mutlu ettiğini söylemiş oldu.

Erdoğan’a, Yunanistan’ın bazı adaları silahdırmasıyla ilgili görüşü de soruldu.

Mevzuyla ilgili olarak ABD ile müdafa bakanlığı düzeyinde görüşmelerin sürdürüldüğünü belirten Erdoğan, “Dedeağaç’ta yada değişik adalarda yapılanları elbet görüyoruz. Biz zırhımızı kuşandıktan sonrasında tedbirlerimizi aldıktan sonrasında bizlere bunlar asla ürküntü vermez. Tedbirimiz var, her şeyimiz hazır. Dolayısıyla da adımlarımızı buna nazaran atıyoruz. O düşünsün” diye konuştu.

Açıklamalarının peşinden başka bir gazeteci tarafınca sorulan “Sabrımızın taştığı sınır var mı?” şeklindeki soruya ise Erdoğan, “Bu işin zamanı olmaz. Bir gece ansızın gelebiliriz o ayrı. Zamanı kayda girecek. Fakat burada tarih verilmez. Nerede, nasıl sonuçlanacağı, ne vakit olacağı konuşulur mu?” yanıtını verdi.

Gazeteciler Erdoğan’a geçen hafta Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasal Topluluğu zirvesinde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yapmış olduğu görüşmeyi de hatırlattı.

Erdoğan, Azerbaycan ile Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak Zengezur Koridoru’nun oluşturulmasıyla ilgili herhangi bir sorun görmediğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin “başörtüsüne anayasal güvence sağlamak” için yapmış olduğu çalışmayla ilgili, “aile konusunu” da ele alacaklarının mesajını verdi.

Erdoğan, yeni düzenlemenin azca sayıda madde değişikliğiyle yapılmasından yana olduklarını açıkladı ve düzenlemenin içeriğiyle ilgili şunları söylemiş oldu:

“Mevzu olarak da vakası yalnız başörtüsü vakası değil, bir de bunun yanına en mühim derdimiz olan aile konusunu da gene bu düzenlemenin içine koyalım istiyoruz. Ve bu emek vermeyi da arkadaşlarımız gene yürütüyorlar.

“Bu çalışmayla beraber de hızlıca, zaman kaybetmeden derhal bunu Meclis’e sunmanın gayreti içinde olacağız. Biz döndükten sonrasında dostlar bizlere bir sunum yapacaklar. Bu sunumu yaptıktan sonrasında da fazla gecikmeden derhal istiyoruz ki bunu Meclis’e sunalım.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtüsü mevzusu yokken” bunu gündeme getirmesini “idrak etmek mümkün değil” diyen Erdoğan şunları söylemiş oldu:

“Şu an itibariyle biz hazırlığımızı yapacağız. Ki gene birileri çıkıp ara sıra ‘başörtüsü’ demesin, ‘aile’ demesin diye gelin artık Anayasa değişikliğini yapalım, adımı ona nazaran atalım.

“Eğer hakikaten güveniyorsanız kendinize, dürüstseniz, samimiyseniz yapalım. Şu sebeple yasal bir değişikliğe esasen gerekseme yok. Yasal olarak her şey, düzenlemeler de yapılmış esasen var. Fakat burada onların niyeti yalnız bir şeyleri bulandırmak, güya ‘bak ben savundum fakat destek vermedi’ demek… Sana Altılı Masa bile destek vermiyor. Türkiye’nin bu şekilde bir düzenlemeye ihtiyacı yok.”

Aile maddesinin “LGBT’nin karşıcılık partileri tarafınca siyasallaştırılmasına” engel olmaya yönelik olup olmadığı sorusuna Erdoğan, “Öyleyse demek anlamışlar. Kuvvetli aile, kuvvetli milleti oluşturur” yanıtını verdi.

Gazetecilerin soruları içinde milletvekili seçildiği CHP’den ayrıldıktan sonrasında geçmiş olduğu Memleket Partisi’nden de çekilme eden Bağımsız İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile beraber ihtimaller içinde başka davetler de vardı.

Kapılarını hiç kimseye kapatmadıklarını söyleyen Erdoğan, “Yeter ki gelenin ulusal ve yerli yanı kuvvetli olsun” dedi.

Erdoğan, Çarşamba günü Meclis’te yapacağı grup toplantısında Mehmet Ali Çelebi’ye parti rozeti takacağını da deklare etti:

“Böylece şu anda resmen AK Parti’ye girmiş olsa da o gün grup toplantısında her insanın huzurunda rozetini takarak oldukca daha değişik bir anlamda o ruhu isterim ki grubumuz da yaşasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı olduğu dönemde ara sıra AKP hükümetini ve kendisini eleştiren Metin Feyzioğlu’nun Şimal Kıbrıs Büyükelçisi olarak atanmasıyla ilgili olarak da “Kendisine bu teklifi yaptığımda o da ‘Bunun için oldukca müteşekkir olurum’ dedi” diye konuştu.

Feyzioğlu’nun iyi bir hukukçu olduğu şeklinde, baro başkanıyken Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak hükümetle güzel emekleri bulunduğunu belirten Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Metin Bey’in bilhassa Şimal Kıbrıs ve Kıbrıs adasındaki gelişmelere vukufiyeti var. Yalnız bir büyükelçi değil, bununla beraber akademisyen olarak da orada oldukca mühim işler başaracağına inanıyorum.”

Feyzioğlu, Mayıs 2014’te düzenlenen Danıştay’ın 146’ıncı yıldönümü törenlerindeki konuşmasında AKP hükümetini eleştirmişti.

Bunun peşinden ise Erdoğan, oturmuş olduğu yerden ”Yanlış konuşuyorsun” diyerek Feyzioğlu’nun konuşmasını bölmüş ve peşinden da ”Neyi yanlış konuşuyorum sayın Başbakan’ım?” yanıtını almıştı.

Erdoğan ise bu yanıtın peşinden “Bu şekilde bir edepsizlik olmaz ki” demişti.

İkili içinde devam eden polemik, Feyzioğlu’nun kürsüden verdiği ”Ben edepsizlik yapmadım, hiç kimseye de edepsizlik yapıyorsun demeyi kendime yakıştırmam. Fazlaca yapıcı bir konuşmaydı” cevapla sürmüştü.

Bunun peşinden 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün engellemeye çalışmasına karşın Erdoğan, oturmuş olduğu yerden ayağa kalkarak “Bu şekilde bir yasal hakkın yok. Fakat maalesef biz tüzükle bu şekilde bir şeye söz veriyoruz. Siyasal konuşma yapıyorsun, 25 dakika Sayın Başkan konuştu. 1 saattir sen konuşuyorsun. Van ile ilgili söylediklerin baştan aşağıya yalan. Tüm kinini kusuyor adam” diye konuşarak salonu terk etmişti.